Birkaç hafta önce Türkiye’nin dört bir yanında politikacı, yönetici ve öğretmen olarak görev yapan Balıkesir Necati Bey Eğitimden öğrencilerimin davetiyle, Çorum’a bir ziyaret gerçekleştirdim. 140 kişilik büyük çoğunluğu öğretmen öğrencilerimle geçirdiğim keyifli anları bir kenara bırakıp; “Senin Yaptığını Çorumlular Yapmaz” sözüne takıldım.
Açık söylemek gerekirse, Çorum’un bende bıraktığı izlenim beklentimin çok üzerindeydi. Anadolu’nun tam ortasında, tarihin katman katman biriktiği bu kadim şehir hem geçmişe sahip çıkışıyla hem de kültüre verdiği önemle adeta bir açık hava dersliği gibi.
Şehir kültürel mimarisiyle, çarşıların işlevselliği ve yaşanmışlığıyla göz dolduruyor. İl merkezinde beş adet kütüphane ve 73.000.000’dan fazla kitap olduğunu öğrendim. Çorum Arkeoloji Müzesi mutlaka görülmeye değer. Dahası, Hitit Uygarlığı’nın merkezi Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi ören yerlerinin restorasyonu ve ziyaretçiye sunuluş biçimi, çağdaş müzecilik anlayışının bir örneği niteliğinde olduğunun şahitleri olduk. Bir şehir, ancak bu kadar bilinçli ve saygılı bir şekilde tarihine sahip çıkabilir diye düşündüm.
İki gün sonra gezi yönümüzü Amasya’ya çevirdik. Allah sağlık versin bir dönem Amasya Valisi olarak görev yapan sevgili öğrencim Sayın H. İ. Çomaktekin’in şehre yaptığı katkıları yerinde görme fırsatım oldu. Osmanlı şehzadelerinin eğitim gördüğü, Yeşilırmak’ın iki yakasında tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu güzel şehir, müzeleri ve kültür politikalarıyla örnek alınması gereken bir diğer şehir olduğunu mimarisi, tarihi çarşıları ve müzelerinin ifadesi yetiyordu.
Ferhan ve Şirin’in aşk atmosferinde olunca, insan kendi sevdası ve aşkını daha fazla hissedermiş gerçekten. Bir kısım insanımızın sevdası gibi benimkisi de Yalova sevdası.
Doğası, coğrafi konumu, genç nüfusu ve güngörmüş emeklisiyle kültür merkezi olma potansiyeli olan bu şehrin hâlâ bir arkeoloji müzesine ve nitelikli bir il kütüphanesine sahip olmaması bana sevda acısı çektirmeye devam ediyor.
Yalova Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün bulunduğu alanın çevresinden günde birkaç geçtiğim olur. Bu alanın yüzme havuzu ve kapalı spor salonu dışında kalan alanı tahminen 65.000 m² civarında olması gerekir. Bir ara bu alan için şehir meydanı projesi planlanmıştı. Bodrum katında 400 araçlık otopark (Bu aynı zamanda sığınak görevi görecekti.), üst kısmında belediye, valilik ve yeni ticari alanlar oluşturulacaktı. Buna karşılık şehrin muhtelif yerlerinde 33 yeni spor tesisi kurulacaktı.
Şehrin tam merkezinde bulunan bu alanın 10.000 m²lik kısmı Yalova Spor tarafından kullanılmaktadır. Peki geri kalan 55 dönümlük alanda neler var? Ben saymayacağım, merak edenler oralardan geçince, umarım değerlendirme yapacak gözlerle bakarlar. Koca şehirde halen bir arkeoloji müzesi için yer bulamadık, kütüphane için yer bulamadık. Marina ve benzerleri için yer bulduk. Bazen düşünüyorum Yalova’nın kaybedilmiş toprakları var mı? Gençlik nerelerde zaman geçiriyor?
Varsa yoksa bina, tabii ki binalar yapılacak. Ama asıl konu bir şehrin kendi kimliğini oluşturması, geçmişiyle bağ kurması ve gelecek kuşaklara bırakacağı mirasa verdiği değer olmalı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yalova Hayat
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
AZİZ DENİZ
Senin Yapmadığını Çorumlular Yapmış
Birkaç hafta önce Türkiye’nin dört bir yanında politikacı, yönetici ve öğretmen olarak görev yapan Balıkesir Necati Bey Eğitimden öğrencilerimin davetiyle, Çorum’a bir ziyaret gerçekleştirdim. 140 kişilik büyük çoğunluğu öğretmen öğrencilerimle geçirdiğim keyifli anları bir kenara bırakıp; “Senin Yaptığını Çorumlular Yapmaz” sözüne takıldım.
Açık söylemek gerekirse, Çorum’un bende bıraktığı izlenim beklentimin çok üzerindeydi. Anadolu’nun tam ortasında, tarihin katman katman biriktiği bu kadim şehir hem geçmişe sahip çıkışıyla hem de kültüre verdiği önemle adeta bir açık hava dersliği gibi.
Şehir kültürel mimarisiyle, çarşıların işlevselliği ve yaşanmışlığıyla göz dolduruyor. İl merkezinde beş adet kütüphane ve 73.000.000’dan fazla kitap olduğunu öğrendim. Çorum Arkeoloji Müzesi mutlaka görülmeye değer. Dahası, Hitit Uygarlığı’nın merkezi Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi ören yerlerinin restorasyonu ve ziyaretçiye sunuluş biçimi, çağdaş müzecilik anlayışının bir örneği niteliğinde olduğunun şahitleri olduk. Bir şehir, ancak bu kadar bilinçli ve saygılı bir şekilde tarihine sahip çıkabilir diye düşündüm.
İki gün sonra gezi yönümüzü Amasya’ya çevirdik. Allah sağlık versin bir dönem Amasya Valisi olarak görev yapan sevgili öğrencim Sayın H. İ. Çomaktekin’in şehre yaptığı katkıları yerinde görme fırsatım oldu. Osmanlı şehzadelerinin eğitim gördüğü, Yeşilırmak’ın iki yakasında tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu güzel şehir, müzeleri ve kültür politikalarıyla örnek alınması gereken bir diğer şehir olduğunu mimarisi, tarihi çarşıları ve müzelerinin ifadesi yetiyordu.
Ferhan ve Şirin’in aşk atmosferinde olunca, insan kendi sevdası ve aşkını daha fazla hissedermiş gerçekten. Bir kısım insanımızın sevdası gibi benimkisi de Yalova sevdası.
Doğası, coğrafi konumu, genç nüfusu ve güngörmüş emeklisiyle kültür merkezi olma potansiyeli olan bu şehrin hâlâ bir arkeoloji müzesine ve nitelikli bir il kütüphanesine sahip olmaması bana sevda acısı çektirmeye devam ediyor.
Yalova Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün bulunduğu alanın çevresinden günde birkaç geçtiğim olur. Bu alanın yüzme havuzu ve kapalı spor salonu dışında kalan alanı tahminen 65.000 m² civarında olması gerekir. Bir ara bu alan için şehir meydanı projesi planlanmıştı. Bodrum katında 400 araçlık otopark (Bu aynı zamanda sığınak görevi görecekti.), üst kısmında belediye, valilik ve yeni ticari alanlar oluşturulacaktı. Buna karşılık şehrin muhtelif yerlerinde 33 yeni spor tesisi kurulacaktı.
Şehrin tam merkezinde bulunan bu alanın 10.000 m²lik kısmı Yalova Spor tarafından kullanılmaktadır. Peki geri kalan 55 dönümlük alanda neler var? Ben saymayacağım, merak edenler oralardan geçince, umarım değerlendirme yapacak gözlerle bakarlar. Koca şehirde halen bir arkeoloji müzesi için yer bulamadık, kütüphane için yer bulamadık. Marina ve benzerleri için yer bulduk. Bazen düşünüyorum Yalova’nın kaybedilmiş toprakları var mı? Gençlik nerelerde zaman geçiriyor?
Varsa yoksa bina, tabii ki binalar yapılacak. Ama asıl konu bir şehrin kendi kimliğini oluşturması, geçmişiyle bağ kurması ve gelecek kuşaklara bırakacağı mirasa verdiği değer olmalı.
Senin yapmadığını Çorumlular yapmış be Yalova!