Yüksek Arkeolog Esra Nigar Uluç’un kaleme aldığı çalışmada, Atatürk’ün arkeolojiye verdiği önem ve erken cumhuriyet dönemi kültür politikaları Yalova’daki kazı ve araştırmalar üzerinden ele alındı
Haber Giriş Tarihi: 15.04.2025 13:43
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2025 13:45
Kaynak:
YALOVA HAYAT
Yüksek Arkeolog Esra Nigar Uluç, Aktüel Arkeoloji dergisinde yayımlanan makalesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Tarih Tezi bağlamında arkeolojiye verdiği değeri ve erken cumhuriyet döneminde şekillenen kültürel miras politikalarını Yalova örneği üzerinden değerlendirdi. Uluç’un makalesinde, özellikle Yalova Kaplıcaları ve çevresinde yürütülen arkeolojik çalışmaların tarihçesi detaylı biçimde aktarılırken, bu çalışmalara katılan bilim insanları ve Atatürk’ün doğrudan ya da dolaylı katkıları belgeler ve veriler ışığında ortaya kondu. Atatürk’ün, yalnızca bilimsel kazılara değil, arkeolojik mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki hassasiyetine de vurgu yapılıyor.
“Arkeoloji anlatmakla anlam kazanır”
Makalede görüşlerine yer verilen Uluç, arkeolojinin sadece bilimsel kazıdan ibaret olmadığını dile getirerek, “Arkeoloji yalnızca kazmakla değil, korumakla, anlamakla ve anlatmakla anlam kazanır. Yalova, sadece doğal güzellikleriyle değil, binlerce yıllık tarihsel katmanlarıyla da Türkiye’nin önemli kültürel miras alanlarından biri” dedi.
Uluç, Atatürk’ün Yalova’ya gösterdiği özel ilginin, onun tarihi derinliği olan kentleri sahiplenme vizyonunun bir yansıması olduğunu da belirterek, “Yalova halkını ve yerel yönetimleri bu kıymetli mirasa sahip çıkmaya davet ediyorum. Atatürk’ün izinden giderek, bu kadim şehirdeki kültürel değerlerin görünür kılınması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma, Atatürk’ün kültürel mirasa bakış açısının, erken cumhuriyetin eğitim, tarih yazımı ve kültür politikalarıyla nasıl örtüştüğünü Yalova üzerinden somut örneklerle analiz ediyor. Makale, yerel yönetimlere ve kültür kurumlarına bu doğrultuda çağrı niteliği taşıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yalovalı Arkeolog Uluç’tan büyük başarı
Yüksek Arkeolog Esra Nigar Uluç’un kaleme aldığı çalışmada, Atatürk’ün arkeolojiye verdiği önem ve erken cumhuriyet dönemi kültür politikaları Yalova’daki kazı ve araştırmalar üzerinden ele alındı
Yüksek Arkeolog Esra Nigar Uluç, Aktüel Arkeoloji dergisinde yayımlanan makalesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Tarih Tezi bağlamında arkeolojiye verdiği değeri ve erken cumhuriyet döneminde şekillenen kültürel miras politikalarını Yalova örneği üzerinden değerlendirdi. Uluç’un makalesinde, özellikle Yalova Kaplıcaları ve çevresinde yürütülen arkeolojik çalışmaların tarihçesi detaylı biçimde aktarılırken, bu çalışmalara katılan bilim insanları ve Atatürk’ün doğrudan ya da dolaylı katkıları belgeler ve veriler ışığında ortaya kondu. Atatürk’ün, yalnızca bilimsel kazılara değil, arkeolojik mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusundaki hassasiyetine de vurgu yapılıyor.
“Arkeoloji anlatmakla anlam kazanır”
Makalede görüşlerine yer verilen Uluç, arkeolojinin sadece bilimsel kazıdan ibaret olmadığını dile getirerek, “Arkeoloji yalnızca kazmakla değil, korumakla, anlamakla ve anlatmakla anlam kazanır. Yalova, sadece doğal güzellikleriyle değil, binlerce yıllık tarihsel katmanlarıyla da Türkiye’nin önemli kültürel miras alanlarından biri” dedi.
Uluç, Atatürk’ün Yalova’ya gösterdiği özel ilginin, onun tarihi derinliği olan kentleri sahiplenme vizyonunun bir yansıması olduğunu da belirterek, “Yalova halkını ve yerel yönetimleri bu kıymetli mirasa sahip çıkmaya davet ediyorum. Atatürk’ün izinden giderek, bu kadim şehirdeki kültürel değerlerin görünür kılınması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma, Atatürk’ün kültürel mirasa bakış açısının, erken cumhuriyetin eğitim, tarih yazımı ve kültür politikalarıyla nasıl örtüştüğünü Yalova üzerinden somut örneklerle analiz ediyor. Makale, yerel yönetimlere ve kültür kurumlarına bu doğrultuda çağrı niteliği taşıyor.
Kaynak: YALOVA HAYAT