ADNAN TOSYALIE-Posta : adnantosyali37@gmail.com
EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR
Yazarın diğer yazıları :
Ülkemizde üniversite sınavlarının sonuçlanması ve yeni kayıt döneminin başlamasına karşılık son günlerde bir de Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni müfredatta düzenleme yapması eğitim sorunlarını ilk sıraya taşıdı.

Ülkemizde bir eğitim sorunu var mı?
Ne yazık ki bu sorunun yanıtı:
“Anaokullarından başlayarak üniversitelere kadar sorunlarla dolu”.
Kimler ne kadar saklamaya çalışsa da ortada kocaman bir sorun var ve dev gibi ortada duruyor.
“Eğitim sorunu” ülkemizin en önemli soruşlarından birisi olarak karşımızda duruyor.
Ülkemizde son yıllarda yeni üniversiteler açılması, fakülteler ve yüksek okulların kurulması eğitim sorunun çözümü olarak görüldü.
Oysa ki…
Sorunu çok daha küçük yaşlarda aramak, çözümü de bu dönemlerden arayarak bulmak gerekiyor.
Bu hükümetin eğitime bakışı önce 4+4+4 ile aramak oldu. Bu sistemin amacı öğrencilere iş ve üretim alanları bulmak yerine, hükümetin kendi yanlış anlayışına göre öğrencilerimizi yönlendirmeyi amaç olarak aldı. Oysa eğitim sorununun çözümüne “Eğitim üretim içindir” kuralından başlayarak çözüm aramak gerekiyor.

Gazetelerde eğitim alanında iki haber dikkatimizi çekti:
İlki Çiftlikköy Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ramazan Tekin’in açıklaması oldu. Tekin açıklamasında; eğitim alanında üretimden ne kadar kopulduğunu vurgulayarak, çevremizde birçok alanda işçi bulmakta zorlandığını belirterek; çeşitli okullarımız ve üniversite mezunlarının da iş bulmakta çaresiz olduğunu vurguluyordu. Kısacası yaptığımız eğitim ülkemizdeki iş gücü isteklerine bağlı gelişmiyordu. Örneğin Yalova’da birçok iş alanında işçi yana yakıla aranırken, bir yandan da işsizlerin yığınla iş araması dikkati çekiyordu.

Böyle olunca da Suriye’den gelenler ya da kırsal kesimlerden gelenler iş bulmakta zorlanmıyorlardı.
Ne demiştik baştan? Eğitim üretim içindir! Oysa ülkemizde son günlerde yapılan planlamalar ülkemizin gerçeğini yansıtmaktan çok uzaktı. Her öğrencimizin eğitim alanı seçmek alanını bağımsız olmalarına karşılık, hangi eğitim alanında ne kadar kişinin eğitim yaptığı dikkate alınmıyordu.

“Eğitim üretim için değildi!”

Bu yüzden iş olsa bile o alanda çalışmak isteyen eleman bulmakta zordu. Başkan Ramazan Tekin’in çok iddialı bir sözünü iyi düşünmemiz gerekiyor:
“Ülkemizde işsizlik eğitim alanından kaynaklanıyor. Yetiştirilen elemanlar istenilen iş alanlarına uygun değil. Oysa tüm iş bilgisi olanlara yetecek kadar çalışma alanımız var.”
Oysa…
Şu günlerde yaşadığımız üniversite bölümleri seçiminde bu yaklaşıma uygun seçenekler yapılmıyor. Bir üniversiteyi bitirmiş olsanız bile o alanda iş bulma şansınız çok az. Üniversite eğitiminde bu alanda bir planlama yapıldığı düşünemiyorum.

Böyle olunca da… Önce istenilen okul ya da üniversite seçiliyor. Sonra da bu okulu bitirenler iş aramaya başlıyor. Doğru olanı ise hangi alanda önümüzdeki dönemde hangi alanlarda iş gücü ihtiyacının araştırılması, okullarımızın da bu alanda yönlendirilmesi gerekiyor. Örneğin; tıp, diş hekimliği, eczacılık, bilgisayar mühendisliği, makine mühendisliği, veterinerlik, sağlık bilimleri, hukuk gibi bölümler büyük önem taşıyor. Bir özel üniversitenin programlarını inceleyin bu bölümlerin ilk sıralarda olduğunu göreceksiniz. Üstelik bu bölümlerin özel üniversitelerde devlet üniversitelerine göre çok daha düşük puanlarla öğrenci aldıklarını göreceksiniz. Yabancı ülkeler ise ödemeleri biraz daha yüksek olmasına karşılık çok daha düşük puanlarla kapılarını sizlere açıyor. Bir başka sorun da 4+4+4 sistemi ile ilk ve orta öğretim eğitiminin iş ve meslek eğitiminden uzaklaştırılması. Bizler ne kadar imam ya da hatip yetiştirme diye kavga ederken; hangi mesleklerde öğrencilere ihtiyacımız olduğunu hesaplamaktan uzak duruyoruz. Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz eğitim planlamalarını yaparken bu hesaplamaları yapabilecek yetenekte görünmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı durmadan yeni imam-hatip okulları açmaya çalışırken; yarın bu kadar imam ve hatibe iş verebileceğinin hesabını yapmaktan çok uzak. Bir kez daha kendi kendimize soralım: “Atatürk ve devrimlerimizi eğitimimizden silmekten başka kaygısı olmayan, çağdaş çözümleri bulabilmekten yana hiçbir niyeti olmayan Milli Eğitim Bakanımız İsmet Yılmaz’ın eğitim sorunlarını çözebilmekten yana bir kaygısı var mıdır?”

Yanıtlayalım:
“Ne gezer!...”
Bir kez daha yineleyelim:
“Eğitim üretim içindir!”
Kalın sağlıcakla.


Yorum Ekle

Arkadaşına Gönder

Yazdır
Yakup Gürdal Yumuşak tarafından 07-11-2017 tarihinde eklenmiştir.
68 kuşağının önderlerinden Harun KARADENİZ bu konu da muhteşem bir kitap yazmıştır.O dönemin faşist yönetimi hapse attı.Orada amansız hastalığa yakalanan Karadeniz tedavi izni verilmediği için adeta katledildi.Ve işin ilginç yanı da bu kitap yasaklanmıştı.Çünkü Türk halkının aydınlanması istenmiyordu.Bu eseri bulup okumanızı öneriyorum. Yıldızlar yoldaşı olsun,ışıklarda uyusun. Saygılarımla.
 
  KÖŞE YAZARLARIMIZ



© Copyright 2004-2023 Yalovahayat.Com
Tüm hakları saklıdır.
Code By Asilweb


Yalova Hayat'ta kullanılan resim ve fotoğraflar hiç bir şekilde, kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz.
Kullananlar hakkında yasal işlem başlatılır.