Uzunca bir zamandır Yalova ile ilgili görsel basında, sadece dedikoduya dayalı, fabrikaları hedef alan yıpratıcı yayınlar yapılıyor. Merak ediyorum bütün bu yayınları yapanların ne amacı var? Yapılan yayınlar sözde fabrikaları hedef alıyor. Fakat unuttukları bir şey var, bundan Yalova zarar görüyor ilimizin ismi olmayacak işlerle gündeme geliyor. Yakınlarımız bizleri arıyorlar orada neler oluyor diye. Aslında olan hiçbir şey yok. Geçenlerde İstanbul’da ismi bayağı ünlü bir fabrikada yangın çıktı. Bu yangın bir buçuk gün sürdü. Yayın organları sadece yangını duyurdu hepsi o kadar. Çünkü aklı başında bir basın Türkiye’deki fabrikaların ne kadar önem arz ettiğini çok iyi biliyor. Bu güne kadar gelen hükümetlerin tamamı Türk sanayicisine önem vermişlerdir. Onlara tavizler imtiyazlar vermişlerdir. Neden bunları yaptılar? Çünkü Türk sanayicisi üretmelidir, dünya ile rekabet edecek düzeye gelmelidir, ürettiğini satıp ülkemize döviz kazandırmalıdır. 1970 yıllarda hükümetler sırf sanayiciyi yüreklendirmek için onlara büyük teşvikler, imtiyaz vermiştir. O teşvikler sayesinde bugün ülkemiz ihracatında sanayi ürünleri birinci sırayı almıştır. Yeterli mi ? Hayır değil. Daha fazla üretmemiz daha fazla satmamız gerekiyor. Çünkü ihracat ve ithalat arasındaki açık her gün daha da açılıyor. 1970 yıllarda kurulan fabrikalar o günün şartlarında kuruldu. O günlerde ne çevre kanunu vardı nede organize sanayi bölgeleri kanunu. O gün kanunlar neyi emrediyorsa onlar yerine getirildi. O günlerde önemli olan fabrikaların yapılması idi, yasal eksikliklerine kimsenin baktığı da yoktu zaten. O günlerde kurulan fabrikalar bu gün çok büyüdüler artık dünya ile rekabet edecek duruma geldiler. Artık bu fabrikaların dünyada rakipleri var. Bence onlarda bu fabrikaların büyümesinden rahatsız olmuşlardır. Yalova’da bir Aksa gerçeğini görmemezlikten gelemeyiz. Bu fabrika 35 yıldır Yalova’ya istihdam ve katma değer sağlıyor. O fabrikaların sayesinde binlerce insan evine aş getiriyor, kamyoncumuz, otobüsçümüz, esnafımız buradan sağlanan katma değerden nasibini alıyor. Şimdi bir televizyon kanalı çıkmış iki de bir yok efendim bu fabrikanın ruhsatı var mı, yok efendim havayı kirletiyor. Bu kimin umurunda. Biz 35 yıldan beri gördüklerimize inanırız. Ruhsatından bize ne. 35 yıldır kimseye zarar vermeyen bu fabrikalar şimdi mi vermeğe başladı. Bu işin içinde bence başka bir şey var. Yoksa bir televizyon kanalı bir saat bununla ilgili yayın yapamaz. Bunun için bu kanalı kimler finanse ediyor. İşin sevindirici tarafı şu; bu güne kadar şu anda seçilmiş olan hiç kimseyi canlı yayına çıkaramadılar. Bir iki kişiyi çıkarıyorlar onlarda unvanları eski olanlar. Şu anda seçilmiş belediye başkanları yok mu? Var ama hiç biri bu kanala inanmıyor, bu yayınların amacını biliyor. Bu malum kanala göre herkes satın alınmış, bu fabrika atanmış seçilmiş herkesi satın almış. Fabrika yetkililerine hatta daha da ileri giderek patronlarına aklına gelen her şeyi söyleyebiliyor. Bu nasıl yayıncılıktır anlamak mümkün değil. Her halde bu kadar güçlü olan bu fabrikaların avukatları vardır. Bu kanal hakkında mutlaka dava açarlar. Neyse peki bu fabrikalar ne yapıyorlar da bu kadar insanı bağlama gereği duyuyorlar. Gayri meşru işleri mi var? Neden bu işlere tevessül etsinler bunu da anlamış değilim. Bizim gördüğümüz ürettiğinin yüzde altmışına yakınını yurt dışına ihraç edebilen ender fabrikalardan biri. Yalova’daki bu fabrikalar parmakla gösterilecek fabrikalardır. Bu fabrikalar Türkiye’nin yüz akıdır. Bu fabrikaları bu güne kadar Türkiye’de baş Bakanlık yapmış, bakanlık yapmış her kez yakından tanıyor. Siz ne derseniz deyin yapılan bu yayınlardan hiç kimse etkilenmez. Bu fabrikalardan Yalova’da kimler şikayetçi biliyor musunuz? Muslukları kesilenler bir de Altınkum’da kaçak yapılarda oturup fabrikalardan bir şeyler kopartmak isteyenler. Başka kimsenin bir şikayeti yok. Fakat bu yayınlar Yalova’ya zarar veriyor. Bizleri temsilen seçilen milletvekilleri, belediye başkanları, oda başkanları bu güne kadar bu yayınlara neden tepki göstermediklerini hala anlamış değilim. Ne bekliyorlar veya kimi bekliyorlar. Ben hala çözemedim. Bu gün yapmanız gereken işi yarına bırakırsanız yarın geç kalmış olabilirsiniz. Saygılarımla.