Sayın Belediye Başkanı Yakup Koçal’ın AK Parti’ye geçmesiyle birlikte tüm yerel basın organlarında haber yayınlandı, köşe yazarlarının tamamı yorum yaptı, ben beklemeyi tercih ettim. Çünkü bir önceki yazımda Sayın Koçal’ın AK Parti’ye geçmemesi ve/veya geçememesi halinde kesinlikle seçimi kaybedeceğini yazmıştım. Sayın Başkan da bunu bildiği için zaten yıllardır geçmeye çalıştığı Ak Parti’ye bir yolunu buldu ve kendisini kabul ettirdi, hayırlı olsun. Bu saatten sonra yok şöyledir yok böyledir diye yazmanın hiç kimseye faydası olacağını sanmıyorum. Rakipleri yani AK Parti’den ve/veya rakip partilerden aday adayı olacaklar tabi ki, bir şeyler yazacaklar. Bu son derece normaldir. Siyaset amaca ulaşmanın aracıdır. Bunu Sayın Koçal çok iyi kullanmıştır. Şayet bu konuda eleştiri anlamında bir şeyler yazmak istesen, elli sayfa yazı yazılabilir, bu saatten sonra bunları yazmanın anlamı yoktur. Son günlerde Sayın eski Belediye Başkanımız Barbaros Binicioğlu facebookta her gün bir şeyler yazıyor. Maşallah takipçisi de oldukça fazla. Başkan adayı iken bile bu kadar çalışmamıştı, iyi gidiyor, kendisi ilan etmiş durumda, aday adayıyım diyor, tabi ki her üye başkan adayı olmayı arzu eder bakalım Başbakan kimi aday yapacak. Politikacılar bilir, bazen politikada bir gün bile uzun bir zamandır. Eski yazılarımda zaman zaman yazmışımdır. Bir ilin Belediye Başkanı eğer iktidarla aynı partiden olursa merkezden daha çok yardım alır diye. Bu bazen para, proje anlamında olur bazen de işlerin çabuklaşmasında. Sayın Koçal kazandığı zaman bir yazı yazmıştım. 5 yıl çay kahve içerler demiştim. Neden böyle yazmıştım? Belediyenin durumunu biliyorum, merkezden yardım alamazsın. Ayrıca çevre iller yüzüne bile bakmaz. Dolaysıyla bütçen belli, yatırıma ayıracağın para belli, dört yıl olan biteni herkes gördü. Dünyanın mülkü satıldı, borç aynı durumda. Aslında bu saatten sonra bunları bir tenkit amaçlı yazmıyorum. Bundan sonra daha dikkatli olacaklar. Bir mega proje yaparken Ankara’nın da yardımını alırsın, nerede ise dört yıldır 1/25.000’lik planlarla uğraşıyorsunuz. Yapmayın, yetkiniz yok dedik inanmadınız. Yapmış olduğunuz plan değişikliklerinde kamu menfaati var mı, yok. Nedir yapılanlar, kat artışı, emsal değişiklikleri tamamen kişilere mahsus işler. Arboretumla ilgili bir şey yazmadım. Neden geçen dönem benim de içinde olduğun meclisten geçti plan değişikliği fakat emsal değişikliği yanlıştı. Neden çünkü artık 1/25.000’lik plan var orada emsal neyse odur. Geçen dönem Kipa’nın emsalini artırırken daha üst ölçekli plan meclisten geçmemişti. Rahat yapıldı, şimdi emsal değişikliği mahkeme konusu oldu. Mahkeme meclis kararını iptal etti. Sen misin iptal eden, bir karar daha almışlar emsali artırmışlar. Aynı kişi yine mahkemeye vereceğini söylüyor. Plan konusunu bu şekilde çözmeye kalkmak bence çok yanlış. Şimdi Sayın Valimizin bir uğraşı var; 1/25.000 planı. Bakanlıkla anlaşarak bir değişiklik yapacak, inşallah olur. Neden inşallah diyorum, üst ölçekli plan değişikliğinin şartları var plan yapımına dair yönetmelikte. Örnek, mevcut planda Yalova’nın nüfusu 600 bin olarak hesaplandı mevcut sayı 500 bin mi oldu? Sanayi alanları doldu mu ve/veya turizm alanları doldu mu? gibi neyse Bakanlık yapınca olur inşallah. Bir de şu meşhur vapurumuz var. Sayın Belediye Başkanı bu vapuru bir türlü sevemedi. Kaldırmaya kalktı olmadı, kiraya verdi olmadı, aldığı meclis kararlarından dolayı da mahkemeye verildi. Biz de eski kararlardan dolayı mahkemeye verildik. Neyse ki beraat ettik. Şimdi bu vapur ne olacak. Artık bence çözümü kolay, iktidar olmanın avantajlarını kullanın, çözersiniz.