(02.02.2007)
Yalova’da yapılması düşünülen tersanelerle ilgili olarak Yalova Belediye Meclisi bir karar alarak, belediye meclisinden imar komisyonunu teknik elemanlarla takviye ederek Avrupa’ya gönderdi. Giden heyet 7 kişiden oluşuyordu. Bunlardan ikisi mimar, biri şehir plancısı, bir mühendis benimle beraber üç kişide meclis üyesi, teknik eleman olmayan kişilerdik.
Bu seyahatin amacı Yalova’ya yapılması düşünülen tersanelerin oradaki durumlarını incelemek, çevre, doğa, ses, atıklar konusunda nelere dikkat edildiğini yerinde görmek, bu tip yerlerin bölgeye bıraktığı katma değer ve istihdamı yerinde incelemekti. Eğer bu tersaneler burada yapılacaksa, ki yapılacak, olabilecek olumsuzlukları bertaraf edecek kararları almaktı. Daha öncede yazılarımda yazmaya çalıştığım gibi benim bulunduğum siyasi parti de, şahsım olarak ben de sanayiye karşı bir tarafımız olamaz. Ben zaten Yalova Sanayicileri Derneği’nin Genel Sekreteriyim ve tarafım. Kısacası sanayiden yanayım. Ama eğer buraya bir tersane yapılacaksa sınırlarının belli olmasını isteriz. Her önüne gelen Yalova’nın her hangi bir yerinden arazi satın alarak ben tersaneciyim deyip işe başlamamalı. Eğer öyle olursa biz bu işin içinden çıkamayız. Onun için planlarda yeri gösterilmiş sınırları çizilmiş olan yer, yani Bakanlık tarafından planlanmış yeri belli olan yerler zaten doldurulmuş. Buralarda olacak.
Burada garip olan bu adamlar zengin sınıftan maşallah. Hepsi bir şekilde dolgu planlarını onaylatmış. Bakanlık yasaya göre resen plan yapma yetkisine sahip. Belediye Meclisleri bunu onaylamak zorunda. Bakanlığın yaptığı plana diyecek lafımız yok. Fakat Altınova Hersek’ten Topçular Vapur İskelesi’ne kadar hatta ondan sonra da dolgu planlarını onaylatanlar var. Şimdi bizler bu 1/25000’lik planları onaylayacak olanlar, bunlara da mı evet diyeceğiz? İşte işin püf noktası burada. Hatır gönül işlerini askıya alıp doğru bir karar vermemiz lazım.
Biraz da Avrupa seyahatimden bahsedeyim. Komisyonun ilk durağı Almanya’nın Hamburg şehri oldu. Hepimizin bildiği gibi Avrupa’nın en büyük tersanelerinden biri şehir merkezinde. 7 adet tersane var. 300 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş. Yapımları 130 yıl öncesine dayanıyor. Elbe Nehri üzerinde. Nehrin 22 metre altından yapılan tünellerle ufak adaları birbirine bağlamışlar. Eskiden burada 15 bin civarında işçi çalışıyormuş. Çalışanların sosyal gereksinimlerini karşılamak için buralara hastaneler, metro her türlü sosyal yapıları getirmişler. Burada özellikle askeri gemiler, denizaltılar, ticaret gemileri ve 60 metrenin üzerindeki yatlar yapılıyor. İmalatların tamamı kapalı alanlarda yapılıyor. Doğa, deniz kirliliği söz konusu bile değil. Sadece gürültü kirliliği var. Yakın çevresindeki konutlar sesten rahatsız oluyorlarmış, bunun önüne geçebilmek için çareler arıyorlar. Pencerelerin açılış durumundan, yatak odalarının arka tarafta yapılması gibi plan notları koymuşlar. Kendi elemanlarını eğitiyorlar, hatta başka firmaların personelini de eğitiyorlar, çeşitli kurslarla eleman yetiştiriyorlar. Artık bu tersaneler teknoloji yoğun çalışmaya başlamış işlerin yüzde altmışını dışardan temin ediyorlar. Kore veya Çin gibi. Dolayısıyla tersane bölgesi eski cazibesini kaybetmiş. Gemi yapımında 1200 kişi, sökme işlerinde 400 işçi çalışabiliyor. Böyle olunca da bu bölgeye tekrar cazibe kazandırmak için Hamburg Belediyesi bizdeki kentsel dönüşüm gibi bu atıl durumda olan yerleri imara açıyor. Oralara planlar yapmışlar. 5 katlı yapılar yapılıyor, birinci katları alışveriş merkezi, ikinci üçüncü katları yazıhaneler, dört beşinci katlar konut. Böylelikle büyük alışveriş yerlerini şehrin dışına orta ölçekli alışveriş merkezlerini de şehir içinde bırakacak şekilde çalışıyorlar.
Özetlersek, Türkiye’de Avrupa uyum yasalarına tam olarak uyduğu zaman, burada işçiliğin pahalı olması münasebetiyle bu tersanecilik 3. dünya ülkelerine kayacaktır ister istemez. Bu tersane Yalova’ya 10 yıl istihdam yaratabilir, daha fazla olabileceğini sanmıyorum. Şu anda Altınova Hersek’te dolgular nerede ise bitme durumunda. Burada yapabileceğimiz, olacak olan yerleri plana işlemek, söküm işine kesinlikle müsaade etmemek. Yoksa burası Avrupa’nın çöplüğü olur. Gezim esnasında gözlemlerim oldu, bunları zamanla sizlerle paylaşacağım. Bir konuya değinmek istiyorum. Ben 1971 - 1973 yılları arasında Avrupa’da çalıştım. Yaşlı bir nüfusa sahipler. Buna rağmen işsizlik yüzde onların üstünde. Bana göre yaratıcılıkları kalmamış. Dünle bugün arasında çok fazla bir şey değişmemiş. Biraz çalışabilsek, daha fazla üretebilsek, yaratıcı taraflarımızı ortaya çıkarabilsek inanıyorum Avrupa’yı geçeriz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hikmet DUMANTEPE
TERSANELERLE İLGİLİ AVRUPA SEYAHATİ…