Yerel yönetim seçimlerine bu yıldan bana göre 2 veya 3 ay, önümüzdeki yıl nisanı da sayarsak ekime 7 ay, sağlıklı hizmet verebilmeleri için 10 ayları kaldı. Diğer aylarda hizmet veremezler çünkü kış ayları olacak. 2019 martında da seçim olacağına göre beyler, karne notunuzun verilmesine az bir zaman kaldı. Sayılı günler çok çabuk bitecek. Onun için kalan zamanınızı çok iyi değerlendirin. Seçimler yapıldığında yeni işbaşına gelen belediye başkanlarına zaman verilmesi gerektiğini yazmıştım. Seçimlere bir yıl kala da gerçekler yazılmaya başlar. Artık zamanı geldi. Belediyelerin icraatlarını yazmak lazım. Belediyelerin karnesi genel bütçeden yatırıma ayırdıkları payla ölçülür. Bir belediye gelirlerinin % 25’ini yatırıma ayırırsa orta bir belediyedir. % 30 ayırırsa pekiyi vermek lazım. % 30 fazlasını yatırıma ayıran bir belediyeye bravo demek gerekir. Tabi neye veya nereye yatırım yaptığı da çok önemli. Önceliklerini doğru tespit edebildi mi çünkü çiçek dikmek de bir yatırımdır. Heykelde yolda mega projelerde önemli olan kalıcı mega projeleri hayata geçirmektir. Hani siyasette bir tabir kullanılır ‘merdivenlerden çıkarken gördüklerini unutma aşağıya inerken de o insanları göreceksin çıkarken gördüklerini unutursan inerken de onlar seni unutur.’ Yalova milletvekili sayısı 3’e çıktı. Tabi her parti ‘3-0 yapacağım’ diyecek başka ne diyecek. 3 olmaz da 1 olur 2 olur fark etmez. Önce hedef koymak lazım. O hedefi koyabilmek için de ne lazım. Geçirdiğin 5 yıllık icraatın, tasına ne doğrarsan kaşığına o gelecek. Bu konuda Yalova’nın maşallahı var. Eğer halkın istemediği beğenmediği bir adayı vekil veya başkan adayı yaparsan havanı alırsın. Bu denendi onun için hesabı iyi yapmak lazım. Siyasette biz olalım az olalım mantığı çok yanlıştır. Çok olalım biz de içinde olalım mantığını kullanmak lazım. Onu yapan partiler, kişiler hep hüsrana uğradılar. Bak Ak Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanımız ne diyor, yol arkadaşlarına yorulmuş olanlar dinlenin biraz diyor. Önümüzdeki günlerde önce yerel yönetimler sonra genel seçimler hakkında çok şey yazılacaktır. şimdilik bir nokta koyalım. Son günlerde hepimiz okuyoruz 1/50000’lik planların yapıldığını. Bunun için belediye ayrıca valilik çalışıyor. Bununla ilgili toplantılar yapılıyor. Bu plana gerek var mı ve/veya kim istiyor bu planı. Bence burası daha da önemli bana göre 1/50000’lik plan şartları oluşmamıştır. Neden 1/25000’lik planlardaki konut alanları, sanayi alanları, turizm alanları boş duruyor peki? Neden gerek duyuluyor, önce bu işi belediyeler istiyor. Neden? Eski alışkanlıklarından kurtulamadılar. Vatandaşın biri geliyor burada yatırım yapmak istiyor, canı istediği yerde istediği işi yapmak istiyor. 125000’lik planlara göre bu mümkün değil. Neyin nerede yapılacağını plan gösteriyor. İşte sıkıntı burada başlıyor. Yapabilmek için ne yapmak gerekir? Bir üst ölçekli plan yapmak belediyelerin hatta valiliğin böyle bir yetkisi var mı, yok. Yetki Bakanlığın. Burada siyaset işin içine girecek başka yok. İkinci bir konu birileri Samanlı Dağlarında turizm adı altında imara açılmasını istiyor. Yoğun çaba var bu konuda. Hem turizm hem konut. Samanlı Dağlarında özel mülk çok var. Buraları satın almaya başlamışlar bile duyuyoruz. Üst ölçekli planı en çok bunlar istiyor. Yıllar önce 1/25000’lik planları yapılırken ben Yalova Belediyesi imar komisyonu üyesiydim. O zaman da bastıranlar vardı. Bir sürü yalanlarla geçmesini istediler. Yok valiyle görüştüm, başkanla görüştük, olumlu bakıyorlar, yalanlarını yutmadık. Bizzat gidip görüştüm. Yalan olduğu ortaya çıktı. Red ettik. Samanlı Dağlarını korumamız lazım. Oraların konuta hatta turizme açılması demek Yalova’nın ormanlarını yok olması demektir inşallah olamaz. Bir parantez de eski Yalova çöplüğüne açmak istiyorum. Yalova’nın çöplüğü ulusal basına kadar çıkmış tam bir rezillik. O yolu kullananlar oradan geçemiyorlar. Berbat bir koku etrafa hakim, tüm Yalova halkı bu konunun acilen çözülmesini istiyor fakat ne mümkün. Çöplük yeri bulamıyoruz bulduğumuz yerlere köylüler mani oluyor. Ayrıca bazı beyler, olmasın diye devamlı kaşıyorlar. İbrahim Uzun Başkan çok uğraştı, olmadı. Arkadan gelen Yakup Başkan 99 depreminden dolayı onunla uğraşamadı bile. Ondan sonra gelen Barbaros Başkan bu işi çözdü. Önce Bursa’yla sonra İstanbul’la derken düzenli depolama alanı yaptı, olay çözüldü. Sonra konu açıldı. Mevcut çöplük ne olacak derken, Başkan çöplüğü satmak için meclise müracaat etti. Oy birliği ile satılsın kararı çıktı. Soru; mevcut çöp ne olacak. Ona da bir arkadaşımız çözüm buldu. Arsa sahibini ikna etmiş, adamın arsasını dolduracakmış. Tamam dedik. Çöplük kaldırılmaya başladı. % 80 alındı. Seçim oldu. Yakup Başkan kazandı. Kalan çöpü almadı ve/veya yer bulamadı. Konum şimdi kimin haklı kimin haksız olduğu değil. Bir tespit yapmak için yazdım. Alan kişi orayı sattı. Alanlar hafriyat yapıyor. Yine başladı yaygara, efendim gaz patlarmış. O çöplüğün yapıldığı tarih 1954 gibi. O tarihlerde naylon yok. Atıklar sadece evsel. % 80 zaten alındı. Gidip bakayım dedim. 1 metre hafriyat yapmışlar. Sanırım daha yapacaklar. Çöpten eser yok. Demek ki yapınca oluyormuş.