Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

KİMİN KİMDEN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR

Yazının Giriş Tarihi: 22.01.2008 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.01.2008 00:00
(26.07.2005) Geçenlerde eski Belediye Başkanımız Yakup Koçal’ın yerel gazetelerde demeçleri çıktı. “AKLANDIM. Şimdi bana bu iftiraları atanlar benden özür dilesinler!” Özür dilemesini istediği insanlar Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, Fikri Demirel, Yaşar Okuyan, ben Hikmet Dumantepe ve Muzaffer Yazgan. Anlayamadığım şey şu: Benimle Muzaffer Yazgan’ı bu listeye neden dahil ettiğidir. Ne yapmışız da biz sayın Koçal’a iftira atmışız! Ne için Belediye Meclisi’nin kurduğu araştırma komisyonunda görev alıp geçmiş dönemde yapılan bazı eksiklikleri grubun sözcülüğünü yapıp mecliste okuduğumuz için! Buradan kaldığım yerden devam edeceğim. Şimdi bu komisyon dokuz kişiden oluşmuş ve verilen kararlar oy birliği ile alınmış kararlardır. Neden iki kişinin adını yazdın? Daha evvelden de yazmıştım. Bu komisyon sadece meclise karşı sorumludur. Onun adına çalışmıştır. Yapmış olduğu çalışmaları hiç kimsenin tesirinde kalmadan samimi ve dürüst bir şekilde karara bağlamıştır. Komisyon çalışmalarını duyumlardan yola çıkarak belediyenin dosyalarını inceleyerek nedenleri ile birlikte meclise sunmuştur. Eldeki delillerden yola çıkarak dosya belediye başkanlığına oradan İçişleri Bakanlığının görüşleri doğrultusunda mahkemelere intikal etmiştir. Eğer onun mantığı ile bakarsak Bakanlığın da özür dileyenler listesinde olması gerekmez mi? Mahkeme kararları üzerinde asla tartışma yapmam. Zaten doğru olmaz. Benim de sorunum değil! O işlerle ilgilenmem. Başa dönelim. Özür dilemek için karşındaki insana bilerek veya bilmeyerek bir iftira atmayla oluşur. Böyle bir şey mi yapılmış? Ben sakin kafayla düşündüm böyle bir şey göremedim. Komisyona bir çok bilgi gelmiş, komisyon bunların bir çoğunu elemiş bazılarında eksiklik görmüş, bunları da kayıt altına almış çalışmasını bitirip kendisine görevi veren meclise iade etmiş. Bir ikisini ele almak istiyorum doğru karar verebilmeniz için: Karizma İş Merkezi... Burada ne eksiklik bulmuş komisyon bir bakalım! Mülkiyet dağılımından bahsetmemiş, zemin kattan neden dükkan almadınız dememiş, kamuoyunda konuşulan hiçbir dedikodudan bahsetmemiş. Ne eksiklik bulmuş? Burada başkasına ait 73 metrekare yer var, bunu kamulaştırmadan buraya yapı izni verilmiş, müteahhit binayı bitirmiş, hala adamın yeri tapusunda duruyor, “Bu bir hatadır” demiş. Bir de “Otopark parasını neden ortaklar arasında yani belediye ve müteahhit arasında bölüştürmediniz” demişiz. Bunlar yanlış şeyler mi? Bunları tespit ettiğimiz için senden özür mü dilememiz gerekiyor? Peki o halde neden hala Karizma İş Merkezi kat ittifakını kuramıyor? Çünkü bunların hepsi doğru! Burada sana nasıl bir haksızlık yapıldığını düşünebiliyorsun şaşırmamak mümkün değil. Bazı konular zaten yargıya intikal etmişti. Onlarla ilgili komisyonun hiçbir katkısı yok. Çünkü konu zaten yargıda. Komisyon usulen onlar hakkındaki eksiklikleri de tespit etti. Komisyonun eksiklik olarak gördüğü ne kadar konu varsa hala aynı konumda. Bunların bir tanesi için şurasında yanlışlık yaptınız diyebileceğin bir tek konu var mı? Varsa açıkla! Bana göre açıklayamazsın. Çünkü komisyon hiçbir konuyu abartmadı, yalan yanlış bilgilerle hareket etmedi, çok dürüst davrandı. Aslında ben şahsen Sayın Koçal’dan yaptığımız çalışmalardaki tarafsızlığımdan dolayı teşekkür beklerdim. Bekledim de! Sayın Koçal bırakın teşekkür etmeyi bir de kendisinden özür dileyenlerin listesine beni de katmış! Bana göre değerli kardeşim Yakup Koçal seçimi kaybetmeyi içine bir türlü sindiremedi. Meselelere bakış biçimine bakılırsa bu böyle! İşin bir ilginç yanı da ben Belediye başkanı değilim, adayı da değilim, sadece meclis üyesiyim bizi neden hedef alıyor onu da anlamadım. Bu davranış ona sadece zarar verir. Ben yıllardır bir partinin peşinden gittim. Her seçim dönemi ayrı partileri temsil etmedim. Sayın Koçal’a muhalif olmam son derece normal. Çünkü ben onun partisinden değil D.Y.P.’liyim. Yani yan yana değiliz. Karşı karşıyayız. Bütün bunlara rağmen ben tarafsız davrandım. Hiçbir haksızlık iftira gibi kavramlara girmedim. Hatta seçimden evvel yazdığım bir yazımda “Sayın Koçal dürüsttür, kendimden şüphe ederim ondan etmem” diye yazmıştım. Onun için sayın Koçal’dan asla özür dilemem. Onun bana yaptığım doğru çalışmalardan dolayı teşekkür etmesini beklerim. Bugün insanların anlamakta zorluk çektikleri olay şu: Zannediliyor ki devlet bir iş yaptı mı nasıl isterse öyle yapar. Ona ruhsat lazım değil, onun için kanunlar yok. Nasıl canı istiyorsa öyle yapar! Yok öyle şey! Belediye de, devlet de bir iş yapacağı zaman vatandaşa uygulanan ne varsa onlara da uygulanır. Bu zamana kadar bu işler rastgele yapıldı. Bina yapıldı, ruhsatı yok! İskanı yok! Bundan sonra yapılamayacak. Önce ruhsat çıkarılacak, sonra yapı yapılacak. Bunları yapmak o gün de suçtu. Bu günde suç. Devlet, belediye yaptı mı kimse üstüne gitmiyor, bir vatandaş yapsa bunları adamı mahvederler. Seçimle gelenler genelde seçimle gider. Eğer yapılan çalışmalardan halk memnun olursa o kadroyu bir daha seçer. Olmazsa çantayı eline verir, bir başkasını seçer. Seçildiğin zaman halk doğru karar verdi de kaybettiğin zaman mı yanlış karar verdi? Olmaz öyle şey! Kaybeden bekleyecek, kaybetmeyi içine sindirecek. Eğer sindiremezsen bir daha o koltukları göremezsin. Eğer doğru isen korkacak hiçbir şey yok. Halk doğru kararı eninde sonunda verir. “DOĞRU SALLANIR AMA YIKILMAZ.”
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.