Yalova’da ekonomik kriz kendini göstermeye başladı. Özellikle küçük esnaf bunu derinden hissediyor. Birincisi para dönmüyor, aldıkları ham madde pahalandı müşteriye yansıtmakta sıkıntı çekiliyor. Elektrik, petrole gelen zamlar maliyetleri etkiledi, dolarla alınan malların tamamı zamlandı. Müşteri fiyatlara itiraz ediyor bunlarla beraber para dönmüyor. Bu memleket ne develasyonlar gördü. Gecelik 7.500 faizler gördü. Bu kadar sıkılmamıştık. Bütün mesele önümüzü görememekten geçiyor. Arsamız var inşaat yapacağız, bekliyoruz. Demir durumu ne olacak. Şu an pahalı, maliyet çıkaramıyoruz veya bu maliyetlerle inşaat yapmaktansa beklemeyi tercih ediyoruz. Bu nereye kadar böyle gidecek. Küçük esnafın halini soran yok. Siyasiler sağ olsunlar seçimden seçime gelip hal hatır soruyorlar. Seçilince her şey unutuluyor. Her gün yerel gazetelerde cafcaflı laflarla insanları oyalıyorlar. Önümüzde seçimler var. Esnaftan oy isteyeceksiniz. Ne diyeceksiniz halka? Her seçilen yöresindeki sıkıntıları gurup toplantılarında dile getirecek, çareler aranacak. Lafla bu işler bir yere kadar gider, milletin altında son model arabalar, cepler boş, eğer şu kartlar olmasa herkes birbirini dolandırır. Allah’tan kartlar var da onlardan parayı tedarik ediyoruz. Bakalım ne zaman tıkanacağız. Sayın Cumhur başkanımız, bakanlarımız kriz yok diyorlar fakat petrole zam geliyor, doğalgaza, elektriğe zam geliyor. Bunlara her zaman geliyor. Şimdi mi gördün desek, madem kriz yok neden zam yapıyorlar deniyor. Fabrikalar yatırımlarını askıya almayı düşünmeye başladı. Konuştuğumuz bazı yetkili arkadaşlar ‘önümüzü göremiyoruz’ demeye başladılar. Çare hükümette, çareyi onlar bulacaklar. Yalova’da yerel seçimlerin yaklaşmasıyla beraber sesler duyulmaya başladı; Ben başkanlığa adayım. Tabi ki aday olacak olmazsa sıkıntı var. Mesele aday olmakta değil. Mesele bu işlerin üstesinden kim gelebilir. Belediyenin ekonomik durumu ortada. Gelirleri icralık, genel bütçenin neredeyse iki katı borç var, tam olarak bilmemekle beraber aşağı yukarı öyleymiş beyanlardan anlaşılan. Bu durumda nasıl yatırım yapacaksın ve veya bu işlerin üstesinden nasıl geleceksin bunu yazanı görmedim. Sadece laf üretiliyor, bir de şunu görüyorum. Biz kimi koysak kazanırız. Burası Yalova. Yok öyle yağma. Kimi koyarsan koy kazanamazsın. Kendini ispatlamış bu işlerin üstesinden gelecek adamı seçeceksin. Yoksa bir oyla kaybedersin. Seçilecek olan kadronun işi çok zor. Hem halkın beklentilerine cevap vereceksin bu arada borcu da ödeyeceksin. Beş yılda biter mi borç, bitmez. Belediyeler parayı nereden bulur. Plan yapar, arsa üretir, satar. Belediyeye gelir elde eder. Üretmeden hazır arsaları satmak akıl karı iş değildir. Geçmişte üretmeden her yeri sattılar. Hataydı, ne oldu, borç bitti mi, hayır. Tam tersi, arttı. Neden? Belediye başkanları tutumlu olmalı. Belediyeler iş ve işçi bulma kurumu değildir. Hizmet yeridir, adama iş vermek için Belediyeye adam doldurmak akıl karı mıdır? Az adamla çok iş yapmak maharettir. Ayrıca Belediyelerin genel bütçenin üçte birinden daha fazla personel giderleri olmaz. Bunu da hileye şer başka şekilde çözüyorlar. Sonuçta borç azalmıyor, çoğalıyor. İşte partilerden başkan adayı olacaklar bunları bilerek aday olsunlar. Seçildikten sonra borç edebiyatı yapamazlar, bilerek gelecekler. Okullarımız hayırlısıyla açıldı. Çocuklarımız okula gidiyor. Geçtiğimiz günlerde okulların önünde bazı tinercilerin, hapçıların okul çocuklarına hap sattıkları yazıldı, çizildi. Hatta bazı insanların haptan öldükleri basına yansıdı. Biz de Facebook’ta bu konuda yazılar yazdık. Görevlileri göreve davet ettik. Sağ olsunlar çok iyi tedbirler aldılar. Okulların yanlarında polisler tedbir almış, kuş uçmuyor. Çok beğendim. Başta Valimiz olmak üzere İl Emniyet Müdürümüze, teşkilatına teşekkür ederiz. Umarım sonuna kadar devam eder, çocuklar bizim geleceğimizdir.