Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

TÜRKİYE-İRAN-ÇİN-RUSYA VE HİNDİSTAN PAKTI ABD’NİN KÜRESEL HAKİMİYETİNİ ENGELLER Mİ?

Yazının Giriş Tarihi: 17.06.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.06.2019 00:00
Dünyada geçiş döneminin yaşandığı bir ortamda, ihtiyaçlarının dış ve iç koşullarına uyum sağlayabilenler ayakta kalabilmekte, dolayısıyla gelecekteki bir dünya düzeninde güç dengesi üzerinde önemli nüfuz sağlayabilmekte. İran’ın izlediği stratejinin temel hedefleri: 1- Rejimin istikrarını ülke içinde sağlamak, 2- Bir büyük güç statüsüne erişmek. Çin nüfuzu Ortadoğu coğrafyasında genişletirken İran’ın yanı sıra Suriye’nin yapılanmasında rol alma politikası takip ediyor. Pekin’in Suriye’deki başlıca çıkarlarından biri, Batı Asya’yı Avrupa ve Afrika’ya bağlayan yolların kesişiminde bulunan jeostratejik konumu. Suriye, Çin’in 1 trilyon dolarlık Kemer Yol Girişimi kapsamında yer alıyor. 2017 yılında Pekin, Suriye endüstrisine 2 milyar dolar yatırım yapma vaadinde bulundu ve kısa süre önce gerçekleşen Çin-Arap Devletleri İşbirliği Forumunu kullanarak Arap bölgesine 23 milyar dolar daha kredi ve yardım sağlayacağını ilan etti. Diğer taraftan Rusya ve İran ise Suriye ekonomisine erişim için rekabet halinde. Doğrudan finansman ve kredi sunmanın yanı sıra, Suriye piyasasına ekonomik olarak nüfuz etmelerindeki temel araçlar arasında büyük Rus ve İran şirketleri ve holdingleri için yatırım sözleşmeleri elde etmeleri yer alıyor. Bir yandan da İsrail-Çin ilişkileri dikkat çekiyor. Çin, Orta Doğu’da kendi uluslararası düzeni inşa edebilir ve stratejik düşüncesini bu bağlamda şekillendirebilir. Orta Doğu coğrafyası Çin’in Kemer Yol Girişiminin kilit unsuru olmasının yanında İsrail ile yakın ilişkiler, Çin’in genel anlamda bölgesel hedefleriyle örtüşüyor. Her ne kadar Çin Devlet Başkanı Xi Jinping 2013 yılında Yeni İpek Yolu projesini ilan etmiş olsa da, girişim 1990’ların başından Orta Doğu coğrafyasını içine alan geniş çaplı bir uluslararasılaştırma projesidir. ABD’nin İran yaptırımlarına karşılılık Türkiye ne yapacak? ABD, İran’ı kışkırtmak için her yolu denerken İran için sıfır ihracat politikası izliyor. Petrolde Suudi Arabistan ve BAE’yi İran’ın yerine koymaya çalışıyor. Fakat İran’ın bunu kabullenmesi elbette mümkün değil. Bu İran’ı daha fazla radikalleştirmekten başka işe yaramayacaktır. Türkiye, Çin ve Hindistan’ın politikalarına göre hareket edecektir. Eğer onlar İran’la ilişkilerine devam ederlerse Türkiye de petrol almaya devam edebilir. Bu iki ülke İran’dan alımları azaltırsa Türkiye de aynı yolu takip edebilir. ABD, İran’ın petrol satışını tamamen durduracağını belirtiyor. Türkiye ise bunun kabul edilmez olduğunu ifade ediyor. Türkiye komşusu İran ile ticaretini durdurması gibi baskıya karşı direnmeye devam edecek ve İran ile alternatif ticari yollara yönelecektir. Dolayısıyla ABD’nin Çin ile devam eden ticaret savaşlarının ABD’nin İran yaptırımları ile direk alakası bulunuyor. Çünkü Çin’in yeni ipek yolu projesinde İran önemli bir geçiş güzergahı. Diğer taraftan ABD’nin Obama döneminden beri güçlendirmeye çalıştığı Asya-Pasifik politikası, Trump döneminde ticaret silahlarıyla &savaşıyla gerçekleştirmeye çalışıyor. Rusya-Çin-İran-Hindistan-Türkiye Avrasya para birimine geçebilir ve bu ihtimalin gerçekleşmesi ABD dolarının prestijine büyük darbe indirecektir. ABD, bu beş ülke ile oluşacak siyasi veya ekonomik pakta engel olmak için her yolu deneyecektir. Ticaret savaşının kazanını olmaz Son dönemde ABD’nin müdahil olmaya çalıştığı bölgelere karşı bu 4 ülkenin ortak tepki koyuşlarını görüyoruz. Finansal krizi izleyen durgunluk döneminde Çin’in ekonomik, teknolojik güç merkezi olarak yükselmeye başlaması yeni güçler dengesini ortaya çıkarıyor. Tukidides Tuzağı: Yerleşik güç merkezi, yükselmeye başlayan rakip güç merkezi karşısında paniğe kapılıyor. İşte ABD’nin Çin karşısında yaşadığı tam anlamıyla bu. ABD-Türkiye ilişkilerini son dönemde belirleyen en önemli başlık Rusya’dan gelecek S-400 hava savunma sistemi ve Türkiye’nin parasını ödeyip beklediği yeni nesil F-35 savaş uçaklarının teslimatının Türkiye’nin NATO kaidelerini aykırı hareket ettiği gerekçesiyle iptali. Son olarak Pentagon’dan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderilen mektupta tıpkı 1964 yılında ABD Başkanı Johnson’un göndermiş olduğu mektubun havası estirilmekte. Türkiye’nin S-400’leri temininde hiçbir hukuksuz durum bulunmamakta fakat Türkiye son derece hassas ve kırılgan bir coğrafyada yer alması sebebiyle uzlaşma yoluyla, denge politikasını gözeterek çözmesi bölgenin huzuru açısından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda Türkiye-İran-Rusya-Çin ve Hindistan ile oluşacak bir Avrasya Paktı ABD’nin küresel siyasetine karşı oluşacak en sağlam denge olabilir. Elbette ülkelerin farklı siyasi yapıları bunun önünde bir engel fakat ekonomik olarak sağlanabilecek entegrasyon siyasi uyumunda yolunu açabilir. Bir devletin güvenlik aralığı, diğer bir devletin tehlike aralığıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin çevre coğrafyasıyla ne kadar çok güvenlik aralığı tesis edebilirse dış müdahalelere imkan vermeyecektir. Çünkü coğrafya uluslarararası ilişkilerde en temel unsurdur ve en kalıcı olan da budur.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.