Yalova’yı sevmek isterseniz, nasıl seversiniz?

   Yalova simgelerinden biri olan bir çınar ağacı olsaydı; yanına gider ona sarılır, öper, koklaşır ve kulağına bir şeyler fısıldardık. Gittikçe irileşen bu şehir artık ağaçtan öte bir yaşam alanı. Ama yine de Yalova, bütün güzellikleriyle halen davetkâr. Bilinen beylik laflardan biri! Suçlu ayağa kalk şimdilik demeyeceğim. Yalova’yı sevenler ayağa kalksın diyecek olsam, eminim ki ben dahil en başta seçilmişler ve atanmışlar ayağa kalkmış olacaktır. Tabii ki kişi yaşadığı şehri sevmekle huzur bulur. Yalova’yı sevenleri tek tek saymaya başlasam, şuanda bu yazıyı okumakta olan siz değerli okurları atlayabilirim kaygısıyla yazmıyorum. Yalova’yı sevmek konu olunca iki kıymetli üstattan söz etmeden duramayacağım.
   Bu yıl kuruluşunun 40. yılını kutlayacak olan Yalova Musiki Derneği Başkanı yılların şefi udi ve bestekâr Ömer Faruk Öskan’ın Yalova’nın kültürüne yaptığı katkıları sizlere aktarmak isterim. Bu sanat ve kültür derneğinin faaliyetlerini sizlere uzun uzadıya anlatmama gerek yok merak edenleriniz zaten web sahifesini mutlaka ziyaret edecektir. Bugüne kadar ikisi Yalova konulu 80’i aşkın beste, 350’den fazla konser yönetimini gerçekleştirmiştir. Yetiştirdiği yüzlerce öğrencinin yanı sıra, Yalova’nın dışında Bursa dahil birçok şehirde Türk Sanat Müziği korolarının yönetimini gerçekleştirmiş olması bile Yalova için kıymetlidir. Ayrıca tarihsel süreç içinde Yalova’yı konu alan şarkıları araştırılıp yeniden gün ışığına çıkarmış olması ve bu şarkılardan oluşan konseri Yalova’yı sevenlere sunmuş olması dinlemeye değerdi. Yalova’yı konu alan şarkıların sunulduğu Raif Dinçkök Kültür Merkezi'nde coşkulu kalabalığın alkışlarının devam ettiği bir anda nedense içimden bir ses Yalova’yı sevenler ayağa kalksın demek geldi. İç sesim duyulsaydı sizce kimler ayağa kalkardı, belki öncelikle seçilmişler diyeceksiniz, tabii ki Yalova onları sevdiği için seçti ise, onlar da Yalova’yı çokça sever durumda olmalılar. Bakmadım ama mutlaka hepsi salondaydı. Atanmışların gerçekten de bir kısmı oradaydı. Ama en çok alkışlayanlar Yalova’nın hanımefendileriydi. Yalova Musiki Derneği’nin kültürümüze katkılarını sizlere bırakıp diğer üstadımıza gelmek istiyorum.

   Elli yıllık sabır bir o kadar emek, görsel zevk, tarihsel kültür, geleneksel sanat, ilmek ilmek iğneyle kuyu kazarcasına göz nuru dökerek oluşan. Fatma Zehra Aktaş Hanımefendi’nin eserlerinden oluşan ‘Hoş Sedâ’ adlı eserini inceliyorum. Her birine ayrı ayrı dakikalarca bakıyorum bir süre sonra geri dönüp zevkle tekrar bakıyorum. Çini desenleri, tezhip ve minyatürlerden oluşan yüzlerce eserinin yanı sıra icazet olan 15 öğrencisinin yanı sıra Yalova’yı anlatan sekiz muhteşem eserle kültürümüze değer katmaya devam ediyor.

   İnanıyorum ki Yalova’da kültürümüze değer katmaya devam eden birçok kıymetli insanımız daha vardır. Yeter ki Yalova’yı sevenler de onlarla beraber olmaya devam etsin.

   Sahi bir kentte müzik, şiir, resim, sanat ve bunların etkisiyle oluşan kültür olmasa zevksiz beton tarlalarından ne farkımız kalır.

   Kıymetli üstatlarım iyi ki sizler ve sizin gibi değerler var.