Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Deprem

Deprem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deprem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan Marmara depremi için kritik uyarı! Büyük kırılma yaklaşıyor Haber

Uzmanlardan Marmara depremi için kritik uyarı! Büyük kırılma yaklaşıyor

Olası Marmara depremine ilişkin yayımlanan yeni bir bilimsel çalışma, İstanbul için deprem riskinin hâlâ güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Almanya merkezli GFZ Helmholtz Jeofizik Araştırma Merkezi öncülüğünde hazırlanan araştırma, Marmara Denizi’nde 7,0 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığına dikkat çekti. Çalışma, Science dergisinde yayımlandıktan sonra New York Times tarafından da haberleştirildi. Araştırmayı değerlendiren deprem uzmanları, çalışmanın Türkiye’de bugüne kadar yapılan bilimsel analizlerle büyük ölçüde örtüştüğünü belirtti. Uzmanlar, 23 Nisan’da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrası dile getirilen “İstanbul’da büyük deprem olmayacak” iddialarının bilimsel karşılığı olmadığını vurguladı. MARMARA AVRUPA’NIN EN RİSKLİ BÖLGELERİ ARASINDA Çalışmada Marmara Denizi’nin, Avrupa genelinde sismik tehlike ve risk açısından en kritik bölgelerden biri olduğu ifade edildi. Son 15 yılda yaşanan depremler ile artçı sarsıntılar incelenirken, Ana Marmara Fayı üzerindeki hareketliliğin batıdan doğuya doğru ilerlediği tespit edildi. İstanbul’un güneyinde bulunan Adalar segmentinin ise büyük ölçüde kilitli olduğu belirtildi. GÖRÜR: “DEPREM ERTELENMEDİ, STRES BİRİKİYOR” Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, çalışmanın yeni bir risk tanımı yapmadığını ancak mevcut tehlikeyi net biçimde doğruladığını söyledi. Marmara Denizi’nde uzun süredir stres biriktiğine dikkat çeken Görür, 1912 Şarköy ile 1999 İzmit depremleri arasında kalan sismik boşluğun hâlâ durduğunu ifade etti. “DEPREMİN ZAMANI BİLİNMEZ AMA KAÇINILMAZ” Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz ise Marmara Denizi’ne ilişkin tüm bilimsel çalışmaların aynı noktada birleştiğini söyledi. Tüysüz, özellikle Büyükçekmece açıkları ile İzmit Körfezi arasındaki hattın 7,2 büyüklüğüne varan deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. İKİ FARKLI SENARYO MASADA Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Korkusuz Öztürk de Marmara depreminin iki senaryo ile gerçekleşebileceğini ifade etti. Buna göre yalnızca Avcılar Fayı’nın kırılması 6,2–6,8 büyüklüğünde bir deprem üretirken, Avcılar ve Adalar faylarının birlikte kırılması 7,0–7,3 büyüklüğünde daha yıkıcı bir deprem anlamına geliyor. Mustafa Turan

Şener Üşümezsoy’dan Deprem iddialarına sert tepki Haber

Şener Üşümezsoy’dan Deprem iddialarına sert tepki

Üşümezsoy, özellikle Marmara’nın güneyini ve çevresini ilgilendiren açıklamasında daha öncede çok kez gündeme gelen İznik Gölü ile Adalar fayının aktif olmadığını ve Marmara’da 7 büyüklüğünde bir deprem beklentisinin gerçekten uzak olduğunu ifade etti. Türkiye’de deprem üzerine yaptığı açıklamalar ile dikkatleri üzerine çeken Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, katıldığı programda canlı yayında yine ezber bozan açıklamalarda bulundu. Özellikle New York Times’ta yayımlanan Türkiye’nin deprem haritasına ilişkin haberine yönelik yaptığı açıklamada bu tür batı kaynaklarına konu ile ilgili sert tepki gösterdi. “İSTANBUL VE ÇEVRESİNDE YIKICI YENİ BİR SARSINTI BEKLEMİYORUM “ New York Times ve Nature gibi gazetelerde yayımlanan haritaların popülist yaklaşımlar olduğunu öne süren Üşümezsoy, 99 depreminden sonra “30 yıl içinde %67 risk” diyen makalelerin süresinin dolduğunu ve bu iddiaların gerçekleşmediğini söyledi. İddia edilen büyük deprem modellerinin ne tarihte bir karşılığı olduğunu ne de gelecekte yaşanma ihtimali bulunduğunu vurgulayan Üşümezsoy, 17 Ağustos 1999 depreminin beklenen “son büyük deprem” olduğunu, bu sebeple İstanbul ve çevresinde yıkıcı yeni bir sarsıntı beklenmemesi gerektiğini yineledi. Üşümezsoy, özellikle Marmara’nın güneyini ve çevresini ilgilendiren kritik bir tespitte bulunarak İznik Gölü fayının aktif olmadığını belirtti. Adalar fayı için de benzer bir değerlendirme yapan Üşümezsoy, bu hatlar üzerinden yapılan “7 ve üzeri büyüklükte deprem” tahminlerinin gerçekleri yansıtmadığını ifade etti. Mustafa Turan

Okan Tüysüz'den deprem açıklaması! Yalova da hasar alır Haber

Okan Tüysüz'den deprem açıklaması! Yalova da hasar alır

New York Times (NYT), Science dergisindeki bir çalışmayı referans alarak Marmara'daki depremlerin İstanbul yönünde ilerlediğini yazdı. NYT’nin Türkiye’deki deprem korkusunu tetikleyen haberi deprem uzmanlarının da gündemine geldi. Ünlü jeolog Okan Tüysüz konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. KIRILMA RİSKİNE İŞARET EDİYOR Açıklamasında “Öncelikle Science dergisi dünyadaki en iyi kaliteli dergilerden bir tanesidir. Burada yayın yapmak tam tabiriyle her baba yiğidin harcı olan bir şey değil. Dolayısıyla ciddiye alınması gereken bir yayın olduğunu vurgulamak isterim. Şimdi bu makalede belirtilen şeylerden en önemlisi 23 Nisan'da hatırlayacağınız gibi 6.2 büyüklüğünde Silivri açıklarında bir deprem meydana gelmişti” diyen Okan Tüysüz, “Gerek bu deprem gerek öncesinde meydana gelen depremler ve bunların artçılarına bakıldığı zaman Marmara'da deprem tehlikesinin batıdan doğuya doğru ilerlediği ve bu ilerlemenin aşağı yukarı Büyükçekmece açıklarında bir yere kadar sürdüğü oradan ötesi için de bir kırılma riskinin mevcut olduğu verilerle anlatılmaya çalışılıyor. Aslında bu veri 17 Ağustos 1999 sonrasında ortaya konan Marmara'da büyük bir deprem tehlikesi vardır görüşünü destekleyen bir veridir. 17 Ağustos depremi olduğu zaman Marmara'daki deprem olasılığı %15 oranında artmıştı. Bir stres aktarılması nedeniyle bir gerilme aktarılması nedeniyle ve o süreçten sonra da Marmara'da deprem olur mu nerede olur tartışmaları aşağı yukarı 26 senedir sürüyor” sözlerini sarf etti. DEPREM TEHLİMESİ SÜRÜYOR Açıklamasının devamında “Bilimsel anlamda baktığımız zaman gerek Science dergisinde çıkan yayın gerekse İTÜ'deki meslektaşlarımızın yapmış olduğu yine çok yakın dönemdeki yayın 23 Nisan depreminin özellikle daha doğuda yer alan yani Kumburgaz ile Adalar arasında kalan kesimin deprem tehlikesinin sürdüğü hatta arttığı ortaya kondu bu yayınlarla. Bu zaten mevcut olan deprem tehlikesini bir kez daha vurgulayan bir çalışmadır” ifadelerini kullanan Okan Tüysüz, “Tabii bu deprem ne zaman olur, hangi büyüklükte olur sorularında çeşitli bilinmezlikler var. Bu bilinmezliklerden en önemlisi 1509 ve 1766 depremlerinin hatta 1894 depreminin ki üçü de İstanbul'a çok ciddi anlamda hasar vermiş depremlerdir. İstanbul'un yanı sıra tüm Marmara'da ciddi hasar yaratmış depremlerdir. Bunların nerede olduğu o dönemde kayıt olmadığı için deprem kaydı henüz icat edilmediği için bunların nerede olduğu hangi büyüklükte olduğu doğrudan ölçülebilmiş değerler değil. O nedenle bunlarda bir bilinmezlik var. İkincisi, doğa hiçbir zaman bizim beklediğimiz kadar düzgün çalışmıyor. Yani 250 yılda bir deprem gelişiyor diyoruz ama bu bazen 300 yıla çıkabiliyor, bazen 200 yıla inebiliyor. Bu kadar bizim matematiksel hesaplarımıza çok uyan bir davranışı yok doğanın” dedi. BÜYÜK BİR DEPREMLE SARSILACAK Açıklamasına “O nedenle çeşitli bilinmezlikleri olmakla birlikte İstanbul ve Marmara geçmişte olduğu gibi gelecekte de büyük bir depremle sarsılacaktır. Bunun büyüklüğü bugünkü tahminlere göre 7.2 civarındadır. Böyle bir depremin İstanbul'da ve çevre illerde Kocaeli'nde, Yalova'da, Tekirdağ'da, Çanakkale'de hasar vermesi beklenir” diye devam eden Okan Tüysüz, son olarak şunları ekledi: “O nedenle bu tür tartışmaları çok ciddiye almak ve depreme karşı hazırlıkları sıklaştırmak gerekir. Bu zaten bu çalışmaların temel amacı depremin vereceği hasarın ortadan kaldırılması pek mümkün değil ama azaltılması en az zararla bu depremlerden kurtulmayı ve buna uygun önlemleri almayı sağlamaktır.” Mustafa Turan

17 Ağustos'un simge ismi müteahhit Veli Göçer hayatını kaybetti Haber

17 Ağustos'un simge ismi müteahhit Veli Göçer hayatını kaybetti

Türkiye’nin yakın tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından adı hafızalara kazınan müteahhit Veli Göçer hayatını kaybetti. Deprem sonrası süreçte kamuoyunda en çok tartışılan isimlerin başında gelen ve yargılama süreciyle uzun yıllar gündemde kalan Göçer’in, 76 yaşında yaşamını yitirdiği öğrenildi. Gölcük merkezli depremde Yalova’nın Çınarcık ilçesinde Veli Göçer tarafından inşa edilen "Veli Göçer Arsa Ofisi" konutlarının büyük bir bölümü yerle bir olmuştu. Resmi kayıtlara göre 198 kişinin yaşamını yitirdiği binalarla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Göçer, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan yargılanmıştı. Yargılama neticesinde 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Göçer, deprem davalarında cezaevine girip cezasını infaz eden nadir isimlerden biri olarak kayıtlara geçmişti. "GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLDİM" Yaklaşık 7,5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 2011 yılında tahliye olan Veli Göçer, o dönem yaptığı açıklamalarda sık sık kendisine haksızlık yapıldığını savunmuştu. Tek suçlunun kendisi olmadığını iddia eden Göçer, verdiği bir demeçte, "Ben varsa cezamı çekmeye razı oldum ama benden başka kimse mi suçlu değildi? Bunca bina, bunca ölüm, hepsinin tek sorumlusu ben miydim? Günah keçisi ilan edildim. O acılar üzerine kimse beni dinlemek istemedi." ifadelerini kullanmıştı. Göçer’in ortağı İsmet Kösebalaban da aynı davadan ceza almış, ancak cezasının bitimine bir yıl kala cezaevinde hayatını kaybetmişti. Tahliyesinin ardından inşaat sektörüne geri dönüş sinyalleri veren ve 2018 yılında yeniden şirket kurarak faaliyetlerine devam ettiği belirtilen Veli Göçer’in ölümü, 17 Ağustos felaketinin hukuki ve vicdani muhasebesini yeniden gündeme getirdi.

Şener Üşümezsoy, Esenköy- Çınarcık hattına dikkat çekti Haber

Şener Üşümezsoy, Esenköy- Çınarcık hattına dikkat çekti

Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sözcü TV'de katıldığı programda Marmara'daki fay hatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Uzun süredir gündemde olan Yalova-Çınarcık ile Esenköy–Bozburun hattına dikkat çeken Üşümezsoy, popüler söylem olan "Adalar Fayı kırılacak" iddialarına kesinlikle katılmadığını belirtti. Üşümezsoy, Marmara'da risk teşkil eden tek aktif fayın Silivri'den Büyükçekmece'ye kadar deniz içinde uzanan segment olduğunu ifade etti. Bu hattı haritada yalnızca kırmızı renkle işaret ettiğini anlatan bilim insanı, bunun sebebini "başka aktif bir fay yok" sözleriyle açıkladı. MARMARA'DA KIRILACAK BÜYÜK BİR SEGMENT KALMADI Üşümezsoy, Marmara Denizi'ndeki fay segmentlerinin tarihsel süreçte tek tek kırıldığını ve enerjilerini boşalttığını vurgulayarak “1912'de Saros'a kadar olan kesim kırıldı. 1894'te farklı bir segment kırıldı. 1999'da ise Yalova–Çınarcık–Esenköy kesimi kırıldı” sözlerini sarf etti. Prof. Üşümezsoy, "Kırılan bir fay tekrar kırılmaz; bu önemli bir ilkedir. Dolayısıyla Marmara'da kırılacak hat kalmadı." diyerek ana tezini yineledi. 6,5'LUK DEPREM" İDDİALARINA CEVAP Yalova- Esenköy- Çınarcık hattında biriken stres iddialarına karşı çıkan Üşümezsoy, o bölgedeki fayın deprem üretecek birikmiş enerjisinin olmadığını öne sürdü. Bu hattın maksimum 6,5 büyüklüğünde deprem üretme kapasitesi olmasına rağmen, enerjinin olmaması durumunda depremin de gerçekleşmeyeceğini belirtti. Üşümezsoy, o bölgedeki enerjinin 1894 depremi ile tüketildiğinin altını çizdi. Esenköy'den Bozburun'a doğru fiziksel olarak bir fay hattı bulunduğunu ancak bu hattın dahi büyük bir depremi tetikleyecek stresi taşımadığını söyleyen Üşümezsoy, "Adalar'a giden bir fay yok. Bu nedenle Adalar depremi söylemi doğru değil" ifadelerini kullandı. Mustafa Turan

Osman Bektaş’tan Marmara Depremi uyarısı! "Mevcut tahminler güncellenmeli " Haber

Osman Bektaş’tan Marmara Depremi uyarısı! "Mevcut tahminler güncellenmeli "

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, İstanbul’da beklenen olası depreme yönelik büyüklük ve zamanlama tahminlerinin güncel bilimsel veriler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Bektaş, Marmara Fayı’nda tespit edilen kısmi sürünme hareketinin, önceki deprem senaryolarında varsayılan “tam kilitlenme” durumunu geçersiz kıldığını vurguladı. YENİ VERİLER RİSK HARİTASINI DEĞİŞTİRİYOR Sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Osman Bektaş, uzun süredir kullanılan deprem öngörülerinin dayandığı varsayımların güncel teknolojiyle elde edilen bulgularla örtüşmediğini söyledi. Özellikle Marmara Fayı’nda 3.2 sonrası dönemde riskin İstanbul’dan çok Bursa üzerinde yoğunlaştığını ifade etti. ENERJİ BÜTÇESİ DÜŞTÜ Bektaş, önceki tahminlerin Marmara Fayı’nın tamamen kilitli olduğu ve büyük deprem enerjisi biriktirdiği varsayımına dayandığını hatırlatarak, GPS, İnSAR ve denizaltı akustik çalışmalarının fayın kısmen süründüğünü gösterdiğini belirtti. Bu durumun deprem enerji bütçesini düşürdüğünü ifade eden Bektaş, maksimum olası depremin M6,6 civarında olabileceğini söyledi. BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ SENARYOLARI GÜNCELLENMELİ Prof. Dr. Bektaş, fay hattındaki kısmi sürünme hareketinin olası büyük İstanbul depremi senaryolarının büyüklüğünü etkileyebileceğini belirterek, hem risk tahminleri hem de şehir planlaması açısından önemli bir güncellemeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Mustafa Turan

Prof. Dr. Naci Görür’den deprem uyarısı! Olursa felaket olur Haber

Prof. Dr. Naci Görür’den deprem uyarısı! Olursa felaket olur

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’de son dönemde deprem hareketliliğinin azalmasının kamuoyunda rehavete neden olmaması gerektiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu. Sosyal medya hesabı X'ten paylaşım yapan Görür, depremin "ülkemizin değişmez gerçeği" olduğunu hatırlatarak esas meselenin deprem dirençli kentler oluşturmak olduğunu vurguladı. 14 MİLYON YILDIR SÜRÜYOR Görür açıklamasında, Türkiye’nin yaklaşık 14 milyon yıldır süren bir deprem kuşağında bulunduğunu ve sarsıntıların daha milyonlarca yıl devam edeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bugünlerde depremler pek olmuyor ve konuşulmuyor. İşte böyle zamanlar tam deprem konuşulacak ve önlem alınacak zamanlar. Deprem ebedi ve ezeli. Bırakın ‘olacak mı, olmayacak mı?’ diye sormayı. Ülkemizin çoğu yerinde deprem olur, olursa felaket olur.” Depremin “soru sorularak değil, hazırlık yapılarak” yönetilebileceğini vurgulayan Görür, sadece deprem anına odaklanmanın çözüm olmadığını belirtti. ÖNCELİĞİMİZ DEPREM DİRENÇLİ KENTLER OLMALI Görür, Türkiye’de can kayıplarının önüne geçmek için yapılması gerekenlerin açık olduğunu belirterek şunları söyledi: “İnsanımız ölmesin artık, yazıktır, günahtır. Deprem konuşmayı, çaka satmayı bir kenara bırakalım artık. Deprem dirençli kentler nasıl inşa edilir, onu konuşalım. Yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem-çevre ve ekonomiyi deprem dirençli yapalım.” Mustafa Turan

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.