Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Plan notları mühendislik nosyonundan geçirilmeli”

Haber Giriş Tarihi: 28.02.2023 00:00
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2023 00:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yalovahayat.com/
“Plan notları mühendislik nosyonundan geçirilmeli”
İMO Bursa Şubesi Yalova Temsilcisi İnşaat Yüksek Mühendisi Kasım Polat yaşanan depremden ders alınarak, belediyelerin aldığı bir takım plan notlarının mühendislik nosyonundan geçirilmesi, meclis üyelerinin ilgili meslek odalarına ve akademik çevrelere danışmadan hayati öneme sahip konularda karar alırken dikkatli olmaları gerektiğini söyledi Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonrasında Yalova İnşaat Mühendisleri Odası’ndan bir açıklama geldi. Beklenen olası Marmara depreminden etkilenecek illerden birisi durumundaki Yalova’da da akademik odaların ildeki yapı stokları, bu stokların denetimi ve bu yapılara verilen imar izinleri ile ilgili süreçlere dahil edilmesi gerektiğinin altı çizildi. Konuyla ilgili açıklama yapan İMO Bursa Şubesi Yalova Temsilcisi İnşaat Yüksek Mühendisi Kasım Polat yaşanan her depremde müteahhit ve inşaat mühendislerinin günah keçisine dönüştürüldüğünü ifade etti. Polat, “6 Şubat 2023 günü gece yarısı 04.17’de meydana gelen Maraş merkezli deprem ülkemizin deprem tehdidi altında olduğu gerçeğini bir kez daha bize acı bir şekilde hatırlatmış oldu. Yaşanan bu felaketin yol açtığı can kayıpları yanında sebep olduğu psikolojik, sosyolojik ve ekonomik kayıpların muhasebesi mümkün değildir. Günlerdir televizyon kanallarında izlediğimiz iç karartan görüntüler ve yaşanan çaresizlik felaketin boyutlarını göstermektedir. Yaşanan felaketlerden ders çıkarmadığımızı ve felaketlere hazır olmadığımızı da acı bir şekilde tecrübe ettik. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminden sonra siyasi çevrelerden gelen ‘Bu son olacak, sorumlular mutlaka yargılanacak’ çıkışları üzerinden tam 24 yıl geçti. Geçen yıllar bize bunca yılda değişen bir şey olmadığını gösterdi. Her depremin ardından mutlaka bir suçlu avına çıkılmaktadır. Hemen suçlu addedilenler ise işin sadece tüccarlığını yapan müteahhitleri ve inşaat mühendislerini yaka paça gözaltına almak olmuştur. Elbette hasar gören yapılar, bilim adamları tarafından sebep sonuç ilişkisi bağlamında değerlendirilecektir. Varsa teknik aksaklıklar ve kusurlar ortaya konulacaktır. Ama öncesinde toplum olarak sorunun bir parçası olduğumuzu hatırlayarak sorgulamamız gereken çok şeyin olduğunu kabul etmemiz gerekir. Yani toplum olarak özeleştiri yapılmalı, sorunun değil çözümün bir parçası olmaya çalışmalıyız” dedi. “Tavsiyelerini sıraladılar” İnşaatın yapım sürecinin imara açılacak alandan başlayıp, bir binanın ayağa dikilmesine kadar uzun bir süreyi kapsadığını ifade eden Polat, bu sürecin mutlaka titizlikle denetlenmesi gerektiğini ifade etti. Polat, tavsiyelerini ise şu şekilde sıraladı; “Kamu otoritesinin deprem fay hatları üzerinde bulunan arsaların imara açılması suça teşviktir. Kaldı ki bunca köklü üniversitelerimizin ilgili bilim dallarında hazırlanan Türkiye fay haritalarından bilgileri olmalarına rağmen. Malum olduğu üzere mühendislik uygulamalı bir bilimdir. Siz bulduğunuz her binayı üniversite yapar sonra buralara yeterli akademik kadro atamadığınız gibi her türlü araştırma ve deneysel araçlardan mahrum bırakırsanız, üniversite sınavlarında 3-5 matematik soru çözenleri mühendislik okullarına yerleştirirseniz ve mezun olan bu öğrencileri mühendis olarak tam yetkili kılarsanız kaçınılmaz felakete davetiye çıkarırsınız. Şantiyelerin denetimsizliği büyük bir sorun. Çünkü dünyanın en iyi mühendislerinden oluşan bir konsorsiyumun hazırlamış olduğu bir projeyi, şantiyede bir inşaat mühendisi şantiye şefinin denetlemesinden geçmiyorsa hiçbir anlam ifade etmemektedir. Şantiyeler maalesef kalfa, formen ve usta marifeti ile yürümektedir ve bu arkadaşların teorik altyapıları maalesef yoktur. Çünkü şantiyede beton döküm şeklinden tutun beton kürlenmesine kadar, donatı yerleşiminden tutun izolasyona kadar her türlü çalışma-imalat yapı güvenliğini doğrudan ilgilendirmektedir. Felaketin bir başka sebebi siyasilerin bitmeyen ‘imar affı’ adındaki uygulamalarıdır. İmar aflarına mutlaka son verilmeli ya da bir şekilde projelendirilmiş ve denetimden geçmiş şantiyelerde yasal mevzuat sürelerinde sehven veya bilmeyerek başvuru sürelerini geçirmiş yapılar için düzenlenmelidir. İlgili kamu kurumlarınca mutlaka yapıların envanterleri çıkarılmalı ve buralardaki daimi nüfus yoğunluğu kayıt altına alınmalıdır. Hazır beton üreten firmalar mutlaka denetlenmeli, sevk edilen betonun saatlerce mikserde bekletilmesine müsaade edilmemelidir. Yapı denetim firmalarında mutlaka alanında uzman mühendisler çalıştırılmalı, personeller periyodik eğitime tabi tutulmalıdır. Gerekirse sigortacılık sisteminin işin içine dahil edilerek mali sorumluluk altına girmeleri sağlanmalıdır. Üretilen projeler mutlaka meslek odasınca denetlenmelidir. Belediyelerde çalışan sınırlı sayıda meslektaşlarımızın üzerinde bindirilen iş yoğunluğu maalesef meslektaşlarımızda stres ve tedirginliğe sebep olabilmektedir. Bu da denetime, dikkat kaybına sebep olabilmektedir. Bu meslektaşlarımızın yüklerini hafifletmek ve proje denetiminin ikinci taraflarca kontrol edilmesini sağlayarak hata oranını minimize etmek için mutlaka meslek odaları ile iletişimde olunmalıdır. Çünkü meslek odaları alanında uzman, periyodik eğitimden geçen ve bağımsız çalışabilen kurumlardır. Israrcı taleplerimize rağmen maalesef belediyelerimizin büyük çoğunluğu meslek odaları ile birlikte çalışmaktan imtina etmektedirler. Bu talep artık yapı sahibi vatandaşlarımızdan da gelmeli, vatandaşlarımız ilgili kamu kurumlarından bu koordinasyonu sağlamaları için bilinçli ve ısrarcı olmalıdır. Çünkü olacak facialardan doğrudan etkilenecek ilk kesim olmaktadırlar. İnşaat Mühendisleri Odaları’nın uzun zamandır başlattığı ‘her şantiyeye bir şef’ kampanyası mutlaka yasal düzenleme ile çözülmelidir. Denetimsiz şantiyelerin hem can güvenliği için bir tehlike hem de ekonomik kayıplara sebep olduğu defalarca dillendirilmektedir.” “Akademik çevrelere danışın” Polat, Yalova’yı da yakından ilgilendiren uyarılarda bulundu. Polat, “Yalova özelinde yapılması gerekenler vardır. Öncelikle belediyelerin aldığı bir takım plan notlarının mühendislik nosyonundan geçirilmesi gerekir. Teknik personel olmayan meclis üyelerinin ilgili meslek odalarına ve akademik çevrelere danışmadan hayati öneme sahip konularda karar alırken dikkatli olmaları gerekir. Maraş depreminden anlaşıldı ki yapı güvenliği sadece proje ve malzeme değerlerine bağlı değildir. Aynı zamanda taşıyıcı sistemin dinamik davranışına da bağlıdır. Yapı güvenlikleri için perde taşıyıcı elemanlar mutlak öneme sahiptir. Ancak zemin yapısı, bina geometrisi ve kat sayısı dikkate alınmadan tüm binalara şart koşulan perde şartı aynı derecede risklidir, tehlikelidir. Yalnızca belediyelerin plan şartlarından dolayı projelerde asimetrik yerleştirilmek zorunda bırakılan perdeler, yapıların burulmasına sebep olmaları dolayısıyla yeni yapıları da göçme moduna sokabilmektedir. Bu durum yapı güvenliği için çok büyük risk taşıdığı bilinmelidir. Hâlihazırda yürürlükte bulunan 2018 TBDY yönetmeliğimiz, ayrıca bir kural ve sınırlama koyma gerek olmayacak şekilde yapılarda kullanılacak perdelerin planda yerleşimi ve yük kapasitelerine bağlı olarak tasarımcıyı yönlendirmektedir” diye konuştu.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.