
Koçal, paylaşımında sektör bazlı toplantılar ile şehir vizyonunu belirleyen kongrelerin farklı olduğunu vurgulayarak, “Herhangi bir sektör, mesela süs bitkiciliği veya tersane ile ilgili kurumlar bir araya gelip sorunları tespit eder ve çözüm yolları arar. Bunun adı çalıştaydır. Ama bu kongre değildir” ifadelerini kullandı. Kongreye örnek olarak 1923 İzmir İktisat Kongresi ile 1998 Yalova Kongresi’ni gösteren Koçal, Yalova için yapılacak gerçek bir kongrede uzun vadeli bir vizyon çizilmesi gerektiğini söyledi. Koçal, “Eğer ‘mış gibi’ yapılmak istenmiyorsa, kongre için ilk adım en azından 2050’yi göz önüne alarak ‘Nasıl bir Yalova?’ sorusuna cevap aramaktır” dedi.
‘’ÖNGÖRMEDEN AHKAM KESMEK SADECE VAKİT KAYBIDIR’’Koçal’ın açıklamasının tam hali şu şekildeydi, ‘’İş işten geçmeden şuraya uyarı anlamında bir not bırakayım, çünkü aldığım duyumlara göre Yalova Kongresi ile sektörel çalıştaylar birbirine karıştırılıyor. Herhangi bir sektör, mesela süs bitkiciliği veya tersane veya inşaat ile ilgili resmi, yarı resmi ve stk'lar biraraya gelerek verileri toplar, problemleri tespit eder, o sektörün önünü açmak için neler yapılması gerektiğini kararlaştırır. Veya çok noktasal bir problemin çözümü için istişare amaçlı toplanılır. Bunun adı çalıştaydır. Bütün sektörlerin çalıştaylarını birlikte yapmak 'Kongre' değildir. Çalıştay yapmak kötü müdür? Elbette hayır. Ama Kongre değildir. Kongreyi anlamak için iki örnek verebilirim;
-1923 İzmir İktisat Kongresi -1998 Yalova Kongresi. Eğer 'mış' gibi yapılmak istenmiyorsa, kongre için ilk adım en azından 2050'yi göz önüne alarak 'Nasıl Bir Yalova? ' sorusuna cevap arayan şehir sosyolojisi alanında birkaç ilim adamından rapor ve sunum talep etmektir. Küresel gelişmeleri, ulusal planları ve yerel potansiyeli harmanlayarak hazırlanması gereken bu alternatifli raporları herhalde bürokrasiden veya kahvedeki siyaset esnafından beklemiyorsunuz! Çin'in 'Bir Kuşak Bir Yol' projesinin Yalova'yı 2050'lerde nasıl etkileyeceğini bilmeden veya kurulacak en yakın Lojistik Şehrin nerede olabileceğini öngörmeden ahkam kesmek sadece vakit kaybıdır.’’
Murat Can Aytemur