
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı koordinasyonunda yapılacak toplantılarda işçi, işveren ve hükümet temsilcileri bir araya gelecek. Dört aşamada tamamlanması beklenen görüşmelerin ardından, yeni asgari ücretin Aralık ayının son haftasında açıklanması ve 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanıyor.
MEVCUT ASGARİ ÜCRET VE 2026 BEKLENTİSİ2025 yılı itibarıyla asgari ücret brüt 26 bin 5 lira 50 kuruş, net 22 bin 104 lira olarak uygulanıyor. Bu ücret, yılın başında yapılan düzenleme ile yürürlüğe girmişti. Ancak artan yaşam maliyetleri, yükselen kiralar ve gıda fiyatları nedeniyle, 2026 zammı için hem çalışan kesimde hem de kamuoyunda beklentiler oldukça yüksek. Orta Vadeli Program’a (OVP) göre 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 28,5 olarak belirlenmiş durumda. Bu oran baz alındığında asgari ücretin net 28 bin liranın üzerine çıkması bekleniyor. Ancak hükümetin enflasyon oranına ek olarak bir “refah payı” vermesi halinde artış oranının yüzde 30 ila 40 bandına ulaşabileceği konuşuluyor.
Henüz resmi bir açıklama yapılmasa da ekonomi kulislerinde farklı artış oranları tartışılıyor. Olası senaryolara göre; yüzde 28,5’lik zam durumunda net ücretin 28 bin 400 TL civarında olacağı öngörülüyor. Yüzde 30’luk bir artışta net asgari ücretin yaklaşık 28 bin 700 TL’ye, yüzde 35 zamda ise 29 bin 800 TL seviyesine çıkabileceği hesaplanıyor. Yüzde 40’lık bir artışta net asgari ücretin 31 bin TL’ye yaklaşması beklenirken, daha iyimser bir tahmin olan yüzde 50 artış senaryosunda bu rakam 33 bin TL’nin üzerine çıkıyor. Bu tabloya göre 2026 yılında net asgari ücretin 28 bin TL ile 33 bin TL arasında olabileceği tahmin ediliyor.
Uzmanlara göre 30 bin TL seviyesi, 2026 yılı için hem ekonomik hem de politik açıdan “psikolojik eşik” olarak görülüyor. Ekonomistler, hükümetin enflasyonun üzerinde bir refah payı uygulamasına gitmesini beklerken, çalışan kesim de artan yaşam maliyetleri göz önüne alındığında asgari ücretin 30 bin TL’nin altına düşmemesi gerektiğini savunuyor. Çalışma ekonomisi uzmanları, özellikle kira, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışın maaşların satın alma gücünü ciddi şekilde etkilediğine dikkat çekiyor. Bu nedenle komisyonun kararında yalnızca enflasyon değil, geçim endeksi ve yoksulluk sınırı gibi göstergelerin de belirleyici olacağı vurgulanıyor.
Mehmet Mirzacan Baran